Hayat nefesle başlar. Dünyaya merhaba dediğimiz ilk an nefes alır ve bu kainatın bilgilerini içimize çekeriz. Evrenle iletişimimiz nefes ile işbirliğimiz ölçüsünde çoğalır. Doğduğumuz an aldığımız nefes ,bu dünyaya merhaba ben buradayım deme şeklimizdir. Aldığımız o harika ilk nefes, zaman içinde limitli hale gelmeye başlar. Yaşanılan çevre, aile, genetik faktörler, genetik hafıza , hücre hafızası,kişinin kendine has özellikleri v.b sebepler bilinçaltı düzeyinde blokajlar oluşturmaya başlar. Bu blokajlar belli bir süre sonra nefesde ve dolayısiyle de hayatın akışındaki aksaklıklarda kendini gösterir. Nefes bütünsel akmadığında hayatta akmaz.
Nefes aracılığı ile aldığımız o mucizevi element oksijenin, %20 sini beyin soğurur. Oksijeni yeterli alamadığımızda kapasitemizin altında bir zihin yapısı ile bu hayatın içinde yaşamaya devam ederiz. Yediklerimiz içtiklerimiz vucudumuza giren her faktör çok önemlidir. Ama bunları enerjiye dönüştürmediğimiz zaman alınan gıdalar yalnız tıkanıklıklara sebep olur. Aldığımız oksijen gıdaları enerjiye çevirebilir. Hücrelerimiz oksijenlenmediğinde daha çabuk yaşlanır ve enerjisiz bir hayat süreriz. Yaratıcı yanımızla iletişime geçemeyiz. Nefes ile yüklenen o muazzam bilgiler ile eşleşemeden bu hayatta yine son nefesimizi veriririz.
Herkesin nefesi aynı parmak izi gibi tektir ve kendine özeldir. Bizler, hayatımızı, nefesimize ve dolayısiyle zihnimize ve dolayısiyle beyindeki hücre örüntümüze göre yaşıyoruz. Kısacası nefesimiz ne ise hayatımız o.
NEFES Seansları ile, nefes aktivasyonu sağlanır. Zihinde dönüşüm başlar. Bilinçaltı nasıl nefes alması gerektiğini yeniden hatırlar. İşte o zaman hayattta mucizeler, eşzamanlılık, fırsatlar, olasılıklar artmaya başlar. Seanslarda amaç, bilinçaltı düzeyinde bütünsel nefesi hatırlatmaktır.
Nefes kendimizle , kainatla bağımızdır. Bu hali hiç deneyimlemeden bir ömür sürebilir yada bu yolculağa niyet edebiliriz. Zaten herşey bir niyetle başlamadı mı?
En yüksek hayrınıza niyetiyle……